Cover

Page 2 - 3

Page 4 - 5

Page 6 - 7

Page 8 - 9

Page 10 - 11

Page 12 - 13

Page 14 - 15
 

KAPADOKYA KAPISI

Duvarları taştan örülmüş bu büyük ve görsel açıdan etkileyici anıtta yürütülen temizlik çalışması sürdürülerek, kapının yeni bulgulara göre güncellenmiş bir planı çizilmiştir (Şekil 14).

Kapı Geçidi ve Kapı İç Odası

2003 yılında yapılan çalışmalarla kapı geçidinin ön kısmı tamamen ortaya çıkarılmış (şekil 15) ve kumtaşı üst duvar sırasının kulelerin ön kısmına özgü olduğu anlaşılmıştır. Geçitte yapılan kazıyla gözler önüne serilen yeni kesitte küçük odun kömürü parçalarından oluşan tabakanın üzerinin hava koşullarına bağlı herhangi bir bozulmaya uğramadan gevşek taş moloz dolgusu ile örtüldüğünün bir kez daha izlenmesi, kapının şehrin yakılarak yokedilişinden hemen sonra bilinçli olarak yıkıldığını düşündürmektedir. Geçidin taş kaplı olmayan ve erozyon sonucu aşınan tabanında yer yer yuvarlanmış anakaya ortaya çıkmıştır; geçidin güneybatı kenarı boyunca oluşan bir akıntı kanalı ise, kısmen yan duvarın altını oyduktan sonra taşla doldurulmuş ve duvarın temeli taş bir basamak örülerek korunmuştur. Zeminde tekerlek oyuğuna rastlanmamıştır. Yaklaşık altı metre genişliğindeki geçitte hiçbir engelleyici öge izi bulunmamıştır. Ahşap kapı kanatlarının yerini gösteren bir işarete ve geçidin üzerinden geçen bir köprü ya da bir üst örtüye ait kanıta rastlanmamıştır. Kapı iç odasını çevre duvarının strüktürel deformasyona uğramış olan kuzeydoğu kanadının iç yüzünün yıkılmasını engellemek amacıyla içinde iri bloklar da bulunan moloz taş dolgunun üst 2.00m derinliğindeki kısmının temizlenerek koruma ve onarım çalışması yapılması gerekmektedir. Yanık izleri ve ahşap elemanlardan kalan oyuklar, odanın güneydoğu kısmında bir ahşap döşeme ya da balkon bulunduğuna işaret etmektedir; bu kısmın gelecek sezonlarda incelenmesi planlanmaktadır.

Sembolik Olarak Bir Tanrıyı Betimleyen Stel

Ortaya çıkarılan basamaklı platformun oyuklu üst tablası, sembolik olarak bir tanrıyı betimleyen bir steli desteklemekteydi (Şekil 16 ve 17). Nitelikli bir işçilikle çok yumuşak bir kireçtaşından oyulan stel ile üst tabla, yangın sırasında çatlayarak parçalanmıştır. Araştırma deposuna indirilen steli, zor ve uzun bir konservasyon ve rekonstrüksiyon aşaması beklemektedir. Henüz tamamen ortaya çıkarılmamış olan alt basamaklar ise, biçimlendirilmemiş granitten yapılmıştır. Bu basamaklı anıtın, geçidin geniş arka bölümünün kuzeybatı kenarına yerleştirildiği anlaşılmaktadır. Stelin yüzü şehre gelen yolculara dönük olmakla birlikte, geçidin dış kısmından görülmeyecek ve odanın yüksek duvarları sayesinde doğrudan güneşışına maruz kalmayacak biçimde konumlandırılmışır. Bilinen Frig düzenlerine uygun olan bu basamaklı anıt ve stel, eski Yakın Doğu’da zaman zaman rastlandığı biçimde tanrı kültleri ile şehir giriş kapılarının ilişkilendirilmesini de hatırlatmaktadır. Fakat bilinen benzer basamaklı anıt örnekleri inşa edilmek yerine kayadan oyularak yapılmış olup, stel ve oyuklu son basamak için bu kadar yumuşak bir taş kullanılması daha önce benzerine rastlanmamış bir durumdur.

Taş Kaplı Eğimli Yüzeylerde Koruma-Onarım Çalışması

Taş kaplı eğimli yüzeyin (glacis) üst kısmında bulunan taşların yerlerinden oynamasını engellemek için onarım çalışması yapılması zorunlu hale gelmiştir. Temsilcimiz Mehmet Katkat, bu çalışmaları büyük bir ustalık ve sağduyu ile yürütmüştür (Şekil 2).