|
A Yapısı boyunca uzanan dar geçit ile B Yapısı iyi korunmuştur. B Yapısı'nın güney odası buluntudan yoksun iken; kuzey odası, özgün yerlerinde üzerleri açılan bir çok objenin bulunduğu taş kaplı zemine sahiptir. Buluntular, iki oda arasında yer alan ahşap kapının kül kalıntıları ile kapıyı bir arada tutmaya yaramış, delikli demir şerit parçalarıdır. Zemin yüzeyinde açığa çıkarılmış diğer buluntular ise, bakır alaşımından bir ok ucu, üçayaklı bir taş kap (Şekil 10), kalay-antimon alaşımından küçük bir boncuk, yıldız şeklinde özdeş iki gümüş obje (Şekil 9) ve orta büyüklükte birçok çanak çömlek parçasından ibarettir. Kerkenes'te eski zamana ait doğal çevre araştırmalarının bir parçası olarak Brown Üniversitesi'nden Mac Marston tarafından yapılan yüzdürme (flotasyon) çalışmaları kapsamında, taş kaplı zemin yüzeyinde tahıllar ve üzüm çekirdekleri keşfedilmiştir.
Dar geçidin korunagelmiş yüzeyi döşeli değildir ve Kerkenes'te kazılmış muhtelif döşenmemiş sokak örneklerine benzer bir tabakalanma ve toprak oluşumu sergilemektedir. Bu belirgin yüzey, Açma TR28'de devam etmekte olup; yüzeyin daha erken evreye ait kısımları, A Yapısı'nın kuzeybatı köşesinin altından uzanmaktadır. Tabakalanmaya ait bu delil ile birlikte taş döşemenin yokluğu ve A ve B Yapıları'nın bir yapı adası dışında konumlanmış olmaları, bu yapıların şehrin daha sonraki bir döneminde inşa edildiklerine işaret edebilir. Devam etmekte olan Kerkenes ulaşım çalışmasının bir parçası olarak Cambridge Üniversitesi'nde analiz edilmek üzere, bu yüzeyin muhtelif yerlerinden toprak ve mikromorfoloji örnekleri toplanmıştır.
Çöküş-sonrası önemli ölçüdeki erozyon, A Yapısı dahilinde,
binanın tabanı, tesisatı ve üstyapısına ait bütün izleri yok etmiştir.
Yüzdürme çalışmalarında açığa çıkarılan demir çiviler ve küçük
kömür parçaları dışında taş temel seviyesinin üzerinde hiçbir şey
korunmamıştır. Temellerin yüzeyleme dolgusu içerisinde, neredeyse
bütünüyle korunmuş boyalı yonca ağızlı küçük testi ve demir
okucundan başka çok az sayıda eser bulunmuştur.
Kerkenes ziyaretçileri için yerleşim yeri güzelleştirme ve görselleştirme programının bir parçası olarak, bu yapıların kazı ve belgelenmesini takiben (Şekil 11), açığa çıkarılan yüzeyler ile duvarların üstüne jeotekstil serilmiş ve her duvar, modern yüzey seviyesinin üzerinde üç taş sırası oluşturacak şekilde yeniden örülmüştür. Böylelikle, ziyaretçilerin antik duvarların konumu ve yönlenmesini algılaması sağlanırken; korunagelmiş Demir Çağı duvarlarının zarar görmesi engellenmiştir.
|