|
KUŞAKLI HÖYÜK YÜZEY ARAŞTIRMASI
Stefania Mazzoni
2009 yılında Floransa Üniversitesi'nden bir ekip, Kerkenes Dağ'ın kuzeybatısında, Eğri Öz Suyu'nun suladığı geniş bir ovada bulunan Kuşaklı Höyük siti ve çevresinde arkeolojik yüzey araştırmasına devam etmiştir (Şekil 18). Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü ve ekibi ile temsilcileri Emel Özçelik'e yardım ve destekleri için teşekkür ediyoruz.
2 ha genişliğinde konik bir höyük ile daha aşağı seviyede yer alan 10 ha genişliğindeki bir terastan oluşan sit, uzun bir zamandan beri bilinmekte ve sık sık ziyaret edilmektedir. Kerkenes Dağ'ın yakınındaki konumu, Hititolog Oliver R. Gurney'e göre Fırtına-Tanrısının kült merkezlerinden biri olan Zippalanda kentinin coğrafi bağlamına uygundur. Dini bir festivale ilişkin bir metinden bilindiği üzere Hattuşa'dan yola çıkan Hitit kralı, önce Haitta ve Puskurunuwa Dağı'na gider, festivalin üçüncü gününde Zippalanda'ya varır ve Daha Dağı'na (büyük olasılıkla Kerkenes Dağ) tapınır; bir sonraki gün Ankuwa'ya ulaşır.
Arkeolog, Hititolog, jeolog, topograf ve öğrencilerden oluşan bir İtalyan araştırma ekibi, Şahmuratlı Köyü'ndeki Kerkenes Kazı Evi'nde kalmış ve araştırma için her gün Kuşaklı Höyük'e gitmiştir. Jeologlar ovanın jeomorfolojik haritasını hazırlamak amacıyla, anakaya çıkıntıları ve diğer morfolojik özellikleri incelemişlerdir. Topografik harita ve yüzey kalıntılarnıı kabartma olarak gösteren sayısal arazi modeli (DTM) tamamlanmıştır. Magnetometri ve direnç yöntemlerinden yararlanan jeofiziksel yüzey araştırması sonucu, aşağı şehrin doğu kısmında 16.800 m2 genişliğinde bir alan taranarak, toprak altında şehir surları ve kapılardan oluşan bir tahkimat sistemi ile saraylar gibi yapıların var olduğu anlaşılmıştır.
Yerleşimin kronolojisini belirlemek amacıyla, jeomanyetik yüzey araştırması yapılan alan dâhil sitin tamamında yüzeyden malzeme toplanmıştır. Bunlar yak. 589 kg ağırlığındaki 17.880 adet keramik parçası ile yak. 200 kg Roma kiremidi ve yak. 34 kg yanmış döküntüden oluşmaktadır. Sitin keramik sınırlarını belirlemek amacıyla yak. 3.335 adet tanısal keramik parçası ile 14.545 adet tipik kap parçası üzerinde çalışılmıştır. Aralarında 'Kapadokya Dönemi' el-yapımı boya bezekli keramik parçaları, İkinci Binyıla ait kızıl astarlı ve 'drab' tipi kaplar, Orta ve Geç Demir Çağına ait boya bezekli ve astarlı parçalar ile Roma/Bizans Dönemi çömlekleri bulunan örnekler uzun bir yerleşim dönemini belgelemektedir.
Bu detaylı yüzey araştırması önemli sonuçlar elde edilmesine olanak vermiştir: Örneğin baskı işaretli çok sayıda Hitit keramiğine ek olarak, 'signe royal' (kraliyet mührü) baskı parçalarına da rastlanmıştır (Şekil 19a). Ayrıca bir Hitit baskı mührü ile işaretlenmiş küçük bir kil bulla ile büyük bir çiviyazılı tablete ait bir parça (Şekil 19b) bulunmuştur. Gökyüzünün Güneş Tanrısı ve 'Yeryüzü' sembolleri okunmaktadır. Ön incelemeler, bunun bir İmparatorluk Dönemi Hitit büyü ritüeline ait bir metin olabileceğini düşündürmektedir. Söz konusu buluntu, Kuşaklı Höyük'ün bir Hitit yerleşimi olduğu gösteren en önemli belgedir.
|