Şekil 13:
(13a) "Saray
Yapı Grubu" içinde yürütülen jeomanyetik yüzey araştırması, dikmeli
bir salon ve bir giriş mekanı olarak yorumlanan yapıların varlığını
ortaya çıkarmıştır;
(13b)
Deneme Açması TT22 içerisinde, ahşap destekli yığma duvarlara ait taş
temeller, yanmış kil tabanlar ve sağ üst kısımda ikinci bir yapı ortaya
çıkarılmıştır.
Eğimli taş kaplı yüzeyin dikkat çekici görsel simetrisi, Yapı A'yı oluşturan
iki taş kule-benzeri eleman ile bunları birbirine bağlayan koridorun
simetrisinde de yankı bulmaktadır. Bu etkileyici anıt yapı, tamamen
olmasa da büyük ihtimalle kısmen savunma işlevine yönelikti. Ayrıca,
eğimli yüzeyin taş kaplı cephesinin bir diğer işlevinin de, bu anıt
yapının üzerine inşa edilişi yapay platformu desteklemek olduğu anlaşılmaktadır.
Bu platformun çekirdeğini bir anakaya çıkıntısının oluşturduğu düşünülmektedir.
Yapı A'nın tabanları tamamen yok olmuştur; eğimli taş kaplı yüzeyin
ön kısmından temizlenen moloz ve döküntülerin miktarı göz önüne alındığında,
bu tabanların eğimli yüzeyin üst kotunun en az bir kaç metre yukarısında
bulunduğu düşünülebilir. Kuzeybatı köşesinde eğimli yüzey girintili
çıkıntılı bir duvar parçası ile aniden kesilerek bitmektedir. Yüzeyin
aslında, aniden kesildiği bu köşeden güneye doğru devam ettiği düşünülebilir.
Güneybatı köşesinde ise eğimli yüzey yine benzer biçimde kesilmiş ve
Yapı B'ye ait çeşitli terasların inşası sırasında özgün girişe bağlanan
taş kaplı bir yolun da üzeri kısmen örtül-müştür. Bu durumda Yapı A'nın
büyük bir onarım ve değişiklik sürecine maruz kaldığı ve bu sırada yapının
batı kısmının ortadan kaldırıldığı açıktır. İleride bu bölgede yapılacak
araştırmaların "Saray Yapı Grubu"nun doğu ucundaki geç dönem
yapılarının altındaki daha erken tarihli yapıların planlarını ortaya
çıkaracağı umulmaktadır.
Bir dizi teras üzerinde yer alan Yapı B'nin, Yapı A'ya bağlanan daha
eski bir taş kaplı giriş yolunun üzerine inşa edildiği ve güneydeki
tahkimli kulenin kaidesini oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bu bulgu ancak
ilerideki araştırmalarla cevaplanabilecek olan, yapı grubunun geç dönemdeki
girişinin nerede yer aldığı sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Yapı A'nın
kuzey ve güney uçlarını yeniden şekillendiren bu yenilemenin, büyük
ölçekli bir inşaat girişimi olduğu açıktır.
Yapı A'nın hemen batısında yer alan diğer iki yapıda ise sınırlı araştırmalar
yapılmıştır. Yapı C, şehrin başka pek çok yerinde de rastlanan iki odalı
yapı tipinin bir örneğidir. Burada yapılan deneme kazılarında bir grup
bütün keramik kap, kemik kakma parçaları ve egzotik bitkilere ait tohumlar
ele geçirilmiştir. Yapı D'de ise, kalın bir kerpiç döküntüsü tabakasının
altında odun kömürüne dönüşmüş ahşap kirişlere rastlanmıştır. Bu kirişlerden
alınan örnekler dendrokronolojik ağaç halkası analizleri ile tarihlendirme
yapılabilmesi için Profesör Peter Kuniholm'a gönderilmiştir.
"Saray Yapı Grubu"
İçinde Yer Alan Bir Dikmeli Salon
"Saray Yapı Grubu"nu oluşturan teraslardan biri üzerinde
bulunan büyük bir yapıyı incelemek üzere kazılan Deneme Açması 22, dikmeli
bir salonun bir kısmını ortaya çıkarmıştır. 1996 yılında şehrin kuzeybatı
kesiminde başka bir dikmeli salon bulunmuş ve jeofiziksel yüzey araştırması
sırasında şehrin başka kısımlarında da bu tip yapıların örneklerine
rastlanmıştır. Bu dikmeli salonların Anadolu mimari geleneğine ait olmadığı
ve aksine güçlü bir İran etkisini yansıttığı düşünülmektedir. Bu yapı
tipine Kerkenes'de rastlanması, şehrin Medler tarafından kurulduğu düşüncesini
desteklemek için kullanılabilir.
Maddi Kültürün
İzleri
2000 yılında yapılan sınırlı kazılar bile, şehir hakkındaki bilgilerimizi
büyük ölçüde genişletmemize olanak tanımıştır. Şehrin yok oluşu ile
eşzamanlı olduğunu kabul ettiğimiz yangın tabakasında ele geçen buluntuların,
güvenilir biçimde tarihlendirilmiş bir konteksti vardır; bunlar hem
günlük hayata, hem de ticaret ve endüstriyle ilgili konular ile estetik
değerlere ışık tutmaktadır. Büyüyen keramik arşivi, yine aynı döneme
ait diğer Orta Anadolu keramik buluntularının da sınıflandırılabilmesine
olanak sağlayacak bir sistem oluşturmaktadır. Tohum ve hayvan kemiği
kalıntıları, dönemin beslenme alışkanlıkları ile ekonomisi konu-sunda
bilgi sağlarken, farklı ağaç türlerini ve bunların hangi amaçlarla kullanıldıklarını
inceleyen botanik çalışmaları çevre koşullarının değişimine ışık tutmaktadır.
Şekil
14: Yapı C'nin zemini üzerinde bulunan toprak kapların ortaya çıkarılması.
Şekil
15: Yine "Saray Yapı Grubu" içerisinde yer alan Yapı D'nin
hemen dışında bulunan üç ayaklı (tripod) bir toprak kap.
Şekil
16: Geçme oyuklu bronz ok başı.
Şekil
17: Bir zamanlar bir yüzünde kakmalar olan, oyma bezekli fildişi
parçası, gerçek büyüklüğünde.
|