Cover

Page 2 - 3

Page 4 - 5

Page 6 - 7

Page 8 - 9

Page 10 - 11

Page 12 - 13

Page 14 - 15

 

ÞEHRİN AŞAĞI KISMINDA YÜRÜTÜLEN KAZILAR

Yaz geldiğinde çoban, tekerlekli çadırı ile hayvanlarını şehrin güney ucuna naklederek, megaronlardan birinin yarısı (Kapak, Şekil 6) ile çevresindeki yapıların kısmen açılarak incelenmesine olanak vermiştir. Megaron, geniş merkezi kapı açıklıklı, yükseltilmiş fakat iyi korunmamış merkezi bir ocak ve kil tabanlı, yaklaşık 8.00 x 8.00m boyutlarında büyük kare bir salondan ibarettir. Arazideki granitten kesilen taşlarla özenle inşa edilen temel duvarları, bunların kalınlığı göz önüne alındığında yüksek olduğu anlaşılan kerpiç duvarları desteklemekteydi. Taş temel duvarlarının iç yüzü boyunca taşıyıcı ahşap dikmeler dizilmişti. Iç mekânda ahşap dikmeler ya da bunların bastığı taş kaideler bulunduğuna işaret eden kesin bir göstergeye rastlanmamış olmakla birlikte, açıklığı 8 metreye erişen kırma bir çatıyı taşıyan büyük kirişleri desteklemek için bu tür elemanlara ihtiyaç duyulacağı açıktır. Zemindeki yanık izleri, saz ya da ahşap arduvaz çatı kaplaması ile çift kanatlı ahşap bir kapının varlığına işaret etmektedir. Yapının ön kısmında yükseltilmiş ahşap döşemesi bulunduğu anlaşılan açık bir taraça bulunmaktaydı. Taş duvarların iç yüzünün çamurla bile sıvanmadan çıplak bırakıldığı düşünülmektedir. Yapı içinde hiç bir kültürel buluntuya rastlanmamıştır. Bu yapı ile şekil 6a'da görülen ikizi Yapı B'nin önemi, yansıttıkları Anadolu yaylasının batı bölgelerine özgü güçlü Frig etkisindedir. Kazılan megaronun daha önce var olan dış mekân taş kaplamasını kısmen kesmesi ise, yerleşimin ilk gelişim döneminden daha sonraki bir tarihe ait olduğunu göstermektedir.

Yapı C, ikisi kısmen incelenen küçük hücre benzeri odalar dizisidir. Bu yapıda da kerpiç duvarın taş temeller üzerine yerleştırıldığı ve çatı örtüsünün saz olduğu anlaşılmıştır. Yapı C ıle bu yapıyla megaron arasında kalan taş kaplı alanda yumuşak kumtaşından oyulmuş bir kaç üç ayaklı çanak (Şekil 9) bulunmuştur. Yapı D'nın kuzeybatı köşesinde kazılan küçük açma ise (Şekil 7), bezemeli, her iki yanı da konik biçimli ve kenarları yuvarlatılarak üst yüzlerinde bırer dar olukla tamamlanmış bır çift kumtaşı kaideyi de içeren (Şekıl 8) taş dolgusunu gözler önüne sermiştir. Bu parçaların hiçbiri özgün yerinde bulunmamıştır. Yapı D'de şehrin yok edilişinden sonraya tarihlendirilebilecek ve taş kaidelerin yerinden oynatılmasına neden olan müdahalelere ait izler bulunmaktadır. Daha sonra megaronun çöken kerpiç duvarları erozyon sonucu eriyip gitmış ve bataklık koşulları yumuşak kahve renkli toprak dolgusunun seviyesini yükseltmiştir. Yapı E'de yürütülen kazılar, çökmüş ve kısmen erozyona uğramış kalın bir kerpiç tabakası altında zayıf taş temel duvarları bulunduğunu göstermiştir. Özgün yerinde bulunmayan bir kumtaşı bloğunun, kırma saz örtülü çatıyı taşıyan ahşap dikmelerden birinin kaıdesı olabileceği düşünülmektedir. Bezekli kumtaşı kaideler ve üç ayaklı çanaklar, megaronlar ile çevrelerindeki yapıların kamusal bır işlevi olabileceği fikrini desteklemektedir. Bu düşünce yapı grubunun yerleşım içindeki merkezi konumuna da uygundur. Bu yapıların önem ve işlevleri, Eskı Anadolu XI'de yayınlanacak bir makalede detaylı biçimde ele alınacaktır. Diğer yandan, şehrin merkezi kısmında yürütülen bu kazı çalışmaları Kerkenes'de toplanan jeofiziksel veri ve görüntülerın artık kesin biçimde yorumlanabildiğini göstermıştır.